Asalet Davranışlarda Gizlidir
Hayat içinde karşılaştığımız sorunlarla veya diyaloglarla ilgili yorumlarımız bitmez.Bununla birlikte kişiler hakkındaki teşhis ve tahlillerimiz de bitmez.Olumlu veya olumsuz her ne yaşarsak yaşayalım mutlaka dilimiz ,kişilerin karakter ve huylarına bir yorumlama yapar.Karakteri sağlam adam…Şahsiyeti zayıf kişilik…Yetenekli çocuk…Becerikli hanım…Aslında herbirinin insan üzerindeki kalıcılık ve değişkenliği ve etki şekli farklıdır.
Her konuda tekrar tekrar vurguladığımız ve temelimiz diye ifade ettiğimiz çocukluk eğitimimiz-gelişimimiz, insan olabilme noktasında can suyumuzdur.Atalarımızın bu konuda bir çok manalı sözleri vardır. Mesela ;insan 7 sinde ,ne ise 70 inde de odur.
7 den 70 e değişebilen / değişemeyen taraflarımızı basitçe ifade etmek istiyorum.Acaba hayat içinde değiştiremediklerimiz ;huyumuz mu,karakterimiz mi ,yoksa yeteneksizlik veya beceriksizlik mi? ‘Ben böyleyim, değişemem’ deyip gözardı ettiklerimiz kendi inadımız mıdır veya tercihlerimiz midir?
Okul öncesi eğitimin önemi ve okul öncesi eğitimle kazanılan bilgilerin kalıcılığı artık malum.Günümüzde beynin sağ ve sol lob aktivitesinin yüksek performansı okul öncesi yaşlarda daha çok belirgindir.Öğrenme ve kayıt işleminin en hızlı gerçekleştiği yaşlardır.
İnsan davranışlarını anlamlandırmada şöyle bir ayrım yapabiliriz:
MİZAÇ (Huy ) : Irsi ,kalıtsal diye dillendirdiğimiz genetik kısım yani öz tasarımdır…Değişmeyen bölümdür.Bunu bir arabanın iskeleti-şasesi olarak düşünebiliriz..Kasa ,iskelet ,ana madde değişmiyor.
KARAKTER (Şahsiyet):Ahlak ve edep denilen bölümün yeridir.Ahlaki yapı bu kısımda bulunur ve aileden-çevreden alınır.Toplumun normlarına uyulacak davranışların ve sorumluluk bilincinin sergilendiği yer;karakterdir. Karakter kısmını da aracın motor ve direksiyon bölümüne benzetebiliriz.
YETENEK : genetik olarak tekrarlayan davranışlardır.Nöronlar arası silik bağlantılar yeteneklerdir.Ruh halleri gibi her zaman temelde vardır.Aracın kendinde,orjinalinde bulunan destek aksanlarıdır.
BECERİ :Çevreden faydalandığımız,aldığımız desteklenen yeteneklerdir.Bu öğrenilebilir,sonradan geliştirilebilir.Buna da araca eklenen aksesuarlardır diyebiliriz.
Düşüncelerinize dikkat edin,sözleriniz olur.
Sözlerinize dikkat edin,davranışlarınız olur.
Davranışlarınıza dikkat edin,alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınıza dikkat edin,karakteriniz olur.
Karakterinize dikkat edin,kaderiniz olur…
Şu hikaye öncelikler sıralamasına iyi bir izahtır:
Köyün çeşmesinde 3 kadın su doldururken aralarında konuşurlar.Yaşlı bir adam da onları dinlemeye koyulur.Birinci kadın ‘benim bir oğlum var becerikli mi becerikli,yetenekli mi yetenekli ‘der. İkinci kadın da ‘benim oğlum da bülbül gibi şakır,sesiyle herkesi hayran bırakır’ der. Üçüncü kadın da oğlu hakkında bişey diyemez ,susar.Kadınlar kaplarına su doldurduktan sonra,yola koyulurlarken oğulları görünür.Birinci kadının oğlu takla atar ve annesi ‘en zor hareketleri bile yapabilir ‘diye övünür.İkinci kadının oğlu da yanık sesle türkü söyler ve dinleyenler hayran kalır.Üçüncü kadının oğlu, onların aksine hiç birşey yapmaz ve sadece annesinin yanına gelip annesinin elindeki su kabını alır taşımaya başlar.Diğer kadınlar gururlu şekilde yaşlı adama dönüp ‘oğullarımızı gördün değil mi ‘diye sorarlar.Yaşlı adam şöyle cevap verir:Ben bir tek oğul gördüm.O da annesinin elinden su kabını alan ve sorumluluğunu bilen oğuldur…
Başarı,çevremizin bize duyduğu güvenle doğru orantılıdır.Gerçek başarı,başkalarına muhtaç olmadan ,tek başına ayaklarının üstüne basarak ve özgüvenle ‘ben bu işi yapabilirim-başarabilirim’ diye kendine inananlarındır.Mal-mülk veya şöhret insana asalet kazandırmaz.Asalet dediğimiz insanı özel – kıymetli yapan şey,ancak davranışlarda gizlidir.Bunun için de karakter sahibi olmalıyız.Bireyin yetişmesinde karakter temelinin ailede atıldığını düşünürsek,sağlam ebeveyn,aile ve beraberinde sağlam toplumun önemi ,bir kez daha öne çıkar.Güzel ahlaklı ve karakter sahibi insanın davranışlarından toplum fayda gördüğü gibi öncelikle kendisi de görür.İyi ve sağlam temelli bir davranış,tüm güzel sözlerden daha etkilidir. Sözsüz iletişim dediğimiz beden dili etki oranlarında da % 7 sadece sözcüklerdir.
Maharet sessizlik içinde ,karakter ise fırtınalar arasında gelişip büyür.Yönü -rotası belli olan gemileri, fırtınalar ne kadar savurur ki…İnsan önce kendine dost değilse,ne istediğini-yolunu-gideceği adresini ve kendi yeteneklerini bilmiyorsa ona kim yardım edebilir ki…Bir insanın değeri sadece yeteneklerinin büyüklüğüne göre değil,sorumluluk bilincine bakarak ölçülebilir.Ve sahip olduğumuz en büyük,kıymetli yetenek yapmamız gereken bir şeyi,yapılması gereken zamanda ve yerde yapabilmektir.Yani dengeyi yakalayabilmektir.
Hayat içinde davranışsal denge kaybı hastalık olarak bedensel ve ruhsal sıkıntıyla aktive olur.İbn-i sinanın dediği gibi hastalık yoktur,hasta vardır.Ruhun çıkmazına-acısına veya isyanına göre yansıma olarak duygular somut alanda,yani bedende tepki verir.Aslında kişinin bedeni hastalanmadan önce,ruhu hastalanır.
İnsanın ruhu ebedi mutluluk arayışı peşindedir.Mutluluk ise sahip olmak ve başarı duygusuyla tatmin olur.Başarı özgüvenle,özgüven sorumluluk bilinciyle gelişir ve mutluluğun davetçisidir.Başarının anahtarı sevgi,ilgi ve bilgi birlikteliğindedir.Bir şeyi severseniz ilgi duyarsanız,ilgi duyunca yönelirsiniz ve bilgi edinirsiniz.Muhakkak insan bildiğine yakındır ve bilmediğinin de düşmanıdır.
ilim, ilim bilmektir.ilim kendin bilmektir…