Bilinç Nedir, Ne İşe Yarar?
Bilinç denilince genel anlamda aklı başındalık, ne yaptığını bilmek, farkındalık akla gelir. Yani bilerek, anlayarak ve isteyerek davranıp konuşmak, kendini ortaya koyabilmek..
Bilinci oluşturan birçok alt basmaklar vardır. Bu sebeple bilinci değerlendirirken beraberinde algı, bellek, zeka gibi konulara da değinmeden olmaz. Çünkü bilinç denilen ve kişiden kişiye değişen bu düzey fark etme, anlama, yorumlama, seçebilme gibi özelliklerle iç içedir. Yine insanın çevreyi anlayıp fark etme ve kendini ortaya koyma macerasında süreçlerin işleyişine eşlik eden ve karakter yapısını, mizaçları besleyen etkenler arasına kişisel, çevresel ve ailesel faktörleri de ekleyebiliriz.
Doğuştan gelen özellikler yani kişilik dediğimiz kısım aslında ileriye dönük kazanılacak, öğrenilecek veya tercih edilecek davranış ve düşüncelere yatkınlıkla ilgili kısımdır. Yani kişilik, insanın kendine özgü olan farklılıklar, kalıcı olan duygu, düşünce ve davranış bütünüdür. İnsanı diğerlerinden ayıran şey kişisel özelliklerdir. Karakter ile birlikte yol alır. Kişisel özellikler kişinin kendine has deneyimleri ile birlikte kendi yatkınlarıdır. Bu da üç aşamada incelenir. Bunlar; esas özellikler, merkezi özellikler, ikincil özelliklerdir.
- Esas özellikler: İnsanda bütün davranışlarında etkisini gösteren, davranışı güçlü bir şekilde yönlendiren özelliklerdir. Hırslı ve kıskanç bir insanın bu yönüyle kendini bu şekilde ortaya koyması gibi..
- Merkezî özellikler: Kişiliğin temel yapısıdır ve dış dünya ile kurduğu ilişkide ana davranış biçimlerini belirler. Çıkarcı olmak ve her durumda uyanıklık yapmak gibi..
- İkincil özellikler: Merkezî özelliklere oranla kişiliğin orijinal halini daha az etkileyen, tutarlı ve sürekli olan beğeniler, tercihler, söylemler, siyasi görüşler gibi.. Genel anlamda buna duruş da diyebiliriz.
Ailesel faktörler insanoğluna her yönden şekil veren en etkili kısımdır. Aile merkezli tüm yaşanan olaylar bir yandan bilince yön verirken diğer yandan eşzamanlı şekilde bilinçaltı/bilinçdışı denilen sırlı kısmın temelini de oluşturur.
Çevresel faktörler ise bilincin dış dünya ile irtibatı, hayatı yorumlaması, kişinin sosyalleşmesi ile alakalıdır. İşte bu çoklu sistemlerle desteklenen bilinç zaman içinde şekillenip yol alır.
Algı kavramı, insanın duyumsal olarak aldığı uyaranları yani tüm soyut verileri düzenleyip işlemesidir. Duyumlar görüntü, ses, ışık, koku, hareket, temas gibi kişiyi uyaran verilerdir. Bu duyumsal verileri tanıma, düzenleme, yorumlama, bağlantı kurup anlamlandırma kısmı ise algıyı oluşur . Algı ve duyum iç içe olmakla birlikte ikisi birbirinden farklıdır. Bu sebeple iyi ayırmak gerekir. Biri uyaran iken diğeri uyaranları düzenleme bölümüdür. Bunlar sayesinde kişiler ortam ve olaylara uyum sağlar. Eğer bir tedirginlik ve korku varsa yine uyaranların yetersizliği sebebiyledir. Burada önemli olan şey, duyumların gündelik, zihinsel ve ruhsal olarak birçok konuda kişiyi etkileme kuvvetidir.
Bellek denince akla kazanılmış tüm bilgilerin depolandığı yer gelir. Kısa süreli ve uzun süreli bellek olarak da ikiye ayrılır. Ancak burada dikkat çeken şey, bu kısmın sadece depolama değil öğrenme, hatırlama ve aynı zamanda unutma ile ilgili olmasıdır.
Gelelim zekaya..
Zeka denilen psikolojik yapı aslında çevreyle uyum ve insanlar arasında gözlenebilen performans farklılıklarını açıklamaya çalışır. Her ne kadar eylem içerse de aslında zeka dediğimiz şey, zihinsel yetenek kısmıdır. Bunlar çoğunlukla tecrübe edilmiş,tecrübe edilmese bile onay görmüş bilişsel yeteneklerdir. Bilişsel donanım ile öğrenme ve uyum da sağlanır. Zekanın işlevleri arasında ölçüp tartma, planlama, sorun çözme, soyut düşünme, karar verme, karmaşık bilgileri anlama, kavrama ve hızlı öğrenme gibi birçok konu vardır.
Şimdi tekrar dönelim bilince..
Bilinç; ‘’insanın birçok aşamadan geçerek oluşan ve kişisel özellikleri baz alınarak seyreden, beraberinde zihinsel farkındalık, tecrübe ve değerlendirmeleri ile yol alan, somut ve soyut olarak olumlu / olumsuz duygu, düşünce ve davranışlarla kendini kendince ortaya koyduğu yaşam bütünü, kişilik örüntüsüdür. ‘’
Bu durum kişiden kişiye değişse de bilince farkındalık ve zihinsel bilişsel düzeyidir diyebiliriz.
Sayısız süreçleri içinde barındıran, insanın hayat kalitesinden tutun iletişimini, soyut ve somut tüm bağlantılarını, sorunları algılamasını, çözüm üretme girişimlerini, fiziksel ve ruhsal anlamda insanın kendi varlığını, yaşadığı olayları anlamlandırıp ortaya koymasını sağlayan bu muazzam oluşum insan için vazgeçilmezdir. İnsanı insan yapan ana özelliktir.