Bireysel ve Çift Danışmanlığı Nedir?
Bireysel terapi bizim geçmiş zorlu dönemlerimiz ve çocukluk sıkıntılarımızı onarıp yoluna koymak ve anlamak için iyi bir destektir. Yani kendi farkındalığımız için kıymetli bir yatırımdır. İnsanın hayatında o zorluklar, yaralar oldukça yakın ilişkileri sağlıklı yürütemeyiz. Her şey bize tehdit ve tehlike algısı oluşturur. Yetişkin gibi tepkiler veremeyiz. Hırçın, güvensiz, tedirgin, huzursuz ve bir türlü kendim olamayan, kendim olmaktan korkan davranış yumağı içinde kayboluruz. Ve bir kısır döngü şeklinde tekrara biner. Adını koyamadığımız veya adını koysak da sebebini bilmediğimiz sorunlarla boğuşarak enerjimizi yanlış kullanıp hastalıklara kapı açarız. Geçmiş travmatik anılar, kayıplar, çözülememiş bir çok sorunlar zaman içinde görmezden gelinerek hasır altı edilir. Bu yüzden de birikir. Alakasız bir olayda da ortaya çıkıp bizi çaresiz bırakabilir. Bilinçaltı duyguları, negatif olayları ve sonuçlarını konularına göre ayırıp ona göre depolar, dosyalar oluşturur. Bu dosyalar içindeki olaylar birbirinden çok farklı olsa da aslında duyguları aynıdır. Ve sıradan bir olay, o dosyadaki duyguyu tetiklediği için, adı koyulmayan kötü ve huzursuz hissetmeler, kaygı ve korkular oluşur. Aslında eski defterler açılır ve kişi bunu anlamlandıramaz. Böyle olunca da insan tekrarlayan sorunlar içinde kendini kaybolmuş gibi hisseder. Ve çok şeye öfkeli olur. Ümitsizlik yakasını bırakmaz. Her defasında karşısına çıkan olumsuz duygular ilişki sorunlarına sebep olur ve en kolayı da her defasında karşıyı suçlamaktır. Çünkü duygusunu ve davranışını yönetemeyenler kendini de fark edemezler. Bu üzücü sonuç da doğaldır.
Sorunlar hepimiz için her konuda ve her zaman bir ömür boyu devam edecektir. Eğer ben şahsi olarak sorun çözmeyi bilmiyor isem, çocukluk dönemi savunma mekanizmalarımı kullanmaya devam ederim. Veya ebeveyn gibi kızar ve hesap sorarım. Birçok şeyle kavgaya girerim. Aslında kavgaya girdiğim kişi kendimdir ve ısrarla küserim, suçlarım, ağlarım, ani tepkiler verip her defasında kendimden uzaklaşırım. Sevgi, ilgi, özel olma, değerlilik, yeterlilik duygusuna sahip olabilmek ve kendime hep garantili-güvenli bir alan sağlamak için ya kendimi baskılarım veya diğerine baskı oluştururum. Bu ilişki biçimi daha tehlikelidir. Çünkü baskılar daima karşılıklı patlamalara sebep olur.
Çift terapisi uzlaşmada zorlanılan noktaları belirleyip alternatif çözümler bulmak içindir. Kişi kendiyle barışık ise sorunu tehdit gibi algılamadan bunu bir şekilde yapar. Çözüm için yollar bulmak, araştırmak incitmez. Kişinin korkuları aslında kendi ile ilgilidir. Çözüm odaklı yaklaşımlar için ruhsal donanım, olgunluk ve deneyim, yani sorun çözme pratikleri gerekir. Yani güçlü insan olmak gerekir. Farkındalık yetmez, bir de istemek gerekir. Bu hayatta birileri bizi az veya çok hep üzecek, yoracak. Bu kaçınılmazdır. Karşıyı terbiye etmeye, şekil vermeye uğraşmak hem yorucu, hem de geçici bir çözümdür. Tüm ilişkilerde uzlaşı olmadan olmaz. Bunun için de bireysel, duygusal, ruhsal güçlülük şart. Yani ben duygusal olarak güçlü isem, ilişkim de tüm zorluklara rağmen güçlü yol alır. Durumları kontrol etmek yerine yönetebilirim. Belki bazen da sorunları çözemeyebilirim. Ama çözülmedi diye o ilişki yara almaz, farklı bir zaman da çözülmesi için ona emek ederim. Farklı bir yol ararım. Burada olay ve duyguları ‘’yönetmek’’ iyi bir yöntemdir. Bu yüzden emek etmek de ağır gelmez. Ve Kontrol çok büyük sıkıntıdır. Kontrol etmek istenilen her şey kesinlikle kontrolden çıkar. Kontrolcülük her durumda işleri terse çevirir. İlişkileri daha çok bozar.
Şu bir gerçek ki, hayat seçimlerden ibarettir. Her seçim de bir bedel ister. Her tercihin sonucunda mutlaka bir bedel olur. Ve vazgeçilen bir şey vardır. Ortada şikayet edip edip yine de çözüm bulmaktan kaçınmak varsa, yani bitmeyen bahaneler gündemse orada ikincil yani gizli bir kazançlar vardır. Gizli kazançlar sorunlara rağmen bizim o sorundan fayda gördüğümüz üstü örtülü duygusal tatminliğimizdir.
Mesela sürekli hasta olan birinin gizli kazancına baktığımızda, etrafındaki insanların kendisi ile ilgilenmesi olduğu fark edilir. Hatta çevresindeki insanlardan bu yüzden azar yese bile o ilgiyi kendinde tutmak için hasta olmak o kişi için iyi bir yöntemdir. Gizli kazanç aslında kaçak dövüştür. İnsanın kendini, beklentilerini ifade edemediğinin de işaretidir. Çünkü gizli kazancın olmadığı yerlerde insanlar daha cesur ve nettir. Konuşmaktan, orta yol bulmaktan, iletişimden çekinmezler. Zarar gördüğü veya sorun oluşturan konuyu halletmek isterler ve kararlı olurlar. Gizli kazanç varsa hem şikayet edilir, hem de aynı tekrarlar devam eder. Sorun çözmek istemeyenlerin hep bir şekilde bahanesi vardır. Sorun çözmek isteyenlerin de daima gayreti, alternatifli yöntem ve çabaları vardır. Yetişkin modu sadece çözüm odaklıdır.
Bir evlilikte iki taraf da suçlanır, herkes birbirini suçlu görür. Bu normaldir.
- Siz burada suçlanıyor olmaya çok takılıyor musunuz?
- Eşiniz sizin gibi düşünmeyince sizde öfke ve alınganlık oluyor mu?
- Bu sizin bir tehdit algısı mı? Veya onaylanmamak, sevilmemek mi demek?
- Bu bitmeyen sorunlar adı nedir?
- Bu yaşananlar aslında neyin tekrarı?
- Çözmek için neye ihtiyacınız var?
Aslında önemli olan aranızda çıkan sorunlarda size düşen kısımdır, yani bu sorunun büyümesinde benim payım nedir demek gerekiyor. Ve asıl buna bakılmalı.. Acaba kavgaların büyümesindeki rolünüz, payınız ne? Siz ne yapsanız sorunlar büyümez?
Genelde çiftler aradaki çatışmaları anlatırken, ‘’ben onun yüzünden böyle davranıyorum, böyle söylüyorum. Kavgayı çıkaran o, yoksa ben yapmam’’ diyerek davranışının sorumluluğunu almak istemez. Halbuki hayatta birileri bize istemediğimiz şekilde davranır. Bunu engellemek imkansızdır. İyi ortamlarda zaten davranış çatışması ve zorlantılar olmaz. Biri bana iyi ise ben de iyi olurum şartlı yaklaşımı davranışlarda sık sık değişkenliği oluşturacağı için güven vermez. Bu sebeple her durumda kendi duruşumuz önemlidir. Ve kişi olumsuz durumlarda bile kendi davranışına dikkat edip sorumluluk almalıdır.