Boşananlar Tekrar Neden Evlenmek İster?
Boşanan kişi neden tekrar evlenmek ister?
Öncelikle genelde yaygın olan boşanma sebeplerine bir bakalım:
1-eşlerde şiddetli geçimsizlik
2-eşlerin evlilik akdi devam ederken başka bir partnerin olması
3-eşlerin aileleri arası sürtüşme
4-eşlerin birbiriyle ilgili çok yönlü anlaşmazlıkları
5-eşlerdeki cinsel işlev problemleri
Boşanmalar gönüllü gerçekleşmiş bile olsa, zor bir süreçtir. Çünkü ortak yapılan, paylaşılan birçok iş artık ayrı ayrı kişilerin üzerine sorumluluk olarak dönecektir. Mesela evin alış-verişi, tadilatlar, eğer çocuk varsa çocuğun okuldan alınması, onun alış-verişi, öğretmenle diyaloğu evlilikte paylaşma ile sürerken boşanma ile birlikte artık bu iki tarafın sorumluluğu olacaktır.
Ayrıca sosyal durumdaki değişiklikler de boşanma ile bireyi direkt etkileyen unsurlardır. Boşanma sonrası eş evi terk ediyor mu, yoksa düzen devam mı ediyor? Eğer mekansal bir ayrılık varsa bu da yeni düzen oluşumunda etkileyici bir rol üstlenmektedir. Eşin ailesinin yanına dönmesi veya kendi geçimini sağlamaya başlaması, çevre ve iş kayıpları gibi durumlar boşanma sonrasında bireyi etkileyen unsurlardandır.
Boşanma kişilere göre değişse de, travma oluşturan bir sonuçtur ve etkisi yaklaşık 3 yıllık bir zamandır. Bu 3 yıllık zaman kişinin yeni düzenini kurması, kendini dinlemesi ve yaşadığı yıpratıcı bedensel veya ruhsal durumdan kurtulması için gerekli bir zaman dilimidir. Birey, boşandıktan sonra boşanmanın izlerini silmek için yeni bir partnere acele etme eğiliminde olabiliyorlar. Eski izlerin silinmesine izin vermeden yeniden biriyle yola çıkmak kişinin kendini daha da yorgun düşürmesidir. Eğer evlilik akdi devam ederken 3. Bir şahıs sebebiyle boşanma olmuşsa, boşanmayı isteyen birey boşanma sonrası tekrar yeni bir evlilik yapabiliyor.
Eski izleri silmenin, etkisinden kurtulmanın yolu sadece zamandır. ‘’Zaman her şeye ilaçtır’’ sözü gerçekliği ispatlı ve yerinde bir deyimdir. Önemli olan yeni bir başlangıçta yeni partnerle diyalogda eski yaşanmışlıkların baz alınmaması, ölçü tutulmaması, geçmiş tecrübeye göre kalıplar veya yorumlarla yeni ilişkiye başlanılmamasıdır. İşte bireyde geçmiş ilişkisinin referans alınmayacağı o kıvam,eski defterlerin kapatıldığı anlamına gelir.
Boşanma sonrası üzüntü, içine kapanıklık, depresyon, kızgınlık, öfke, inat, kendini haklı çıkarma çabaları veya dışarı hayatına düşkünlük gibi birçok eylemsel tepkiler mümkündür. Bu bir geçiş dönemidir ve doğaldır. Önemli olan bunun geçiş dönemi olduğunu bilmek ve zaman tanımaktır.
Tüm bu iniş-çıkışlı duygular yaşanırken boşanmış bireyin kendini terk edilmiş, incitilmiş, değersiz, suçluluk, yenilmişlik ve her şeyin boşa gitmiş olduğu duyguları, bir de yalnızlık hissiyle de buluşunca güveneceği ve kendini özel hissedeceği birine ihtiyacını gündeme gelir. Çünkü insan fıtratı gereği çift-eş olma ve bütünleşme gereksimindedir.
Bütün olumsuz tecrübe ve üzüntülere rağmen boşananların tekrar evlenme arzusu yoğundur. Çünkü tecrübe ettikleri geçmiş hayat deneyimleriyle, tekrar yeni kurulacak düzenlerinde aynı şeylerin yaşanmayacağı kanısında olurlar. Tüm bu sebeple boşananlar yeniden evlenmekte cesur ve istekli davranırlar.
Hiç bir arkadaş, çevre, kardeş, ana-baba bir bireyin eş olma arzusunu ve yalnızlık hissini gideremez. Bu doğal, yaradılıştan fıtraten bir ihtiyaçtır.
Boşanma kararı almadan, imzalar atılmadan önce mutlaka tarafsız bir destek, evlilik-çift danışmanlığı alınmalıdır. Çünkü bu terapiler sırasında farkındalıklar gelişir, yenilenir ve güçlenir. Terapi sonrasında çiftlerden boşanma kararı çıksa bile, bir sonraki beraberliklerine yatırım, önemli bir çalışma yaptıkları için çok avantajlı olacaklardır. Aksi takdirde, karşı tarafa odaklı sonuç çıkarmalarda, birey kendi payına düşen eksik ve noksanlıkları farkedemezse, tekrar benzer zorluk ve sıkıntılara karşılaşabilir. Ve bu bağlamda da sonuç , ataların dediği gibi,‘’yastık değişmeyle baht değişmez’’.