Uykusuz her gece…
Corona virüsü ile tanışalı insanlar birçok geçişler yaşadı. Başlarda Çin’de olayları hayretle izlerken adım adım konu bizi de yakaladı. Aslında işin ciddiyetini gün gün duyduklarımızla fark etmeye ve daha dikkatli olmaya başladık. Korktuk, çünkü durumlar ciddi ve hayati..
Alışmış olduğumuz bir düzen var. Hatta çoğu kez şikayetçi olsak da rutine oturmuş ve düzen oluşturmuş yaşam tarzımız var. Corona virüsü ile bu sistem aniden bozuldu. İlk günler etkilemese de devam eden süreç dengeyi bozmaya, yeme içme, uyku düzenini etkilemeye başladı. İnsanlar evin içinde kalmaya hiç bu kadar mecbur olmamıştı. En kötüsü de mecburiyet! Bu mecburiyet ister istemez psikolojik bir baskı ve kısıtlanma oluşturmakta..
İnsan sosyal bir varlık. Evden çıkarken giyinen, uzun vadede planlar yapan, yorulan, dinleyen, anlatan, ikna eden, çabalayan, yani sosyal ve iş hayatında birçok koşturmaca yaşayıp muhatap olduklarına karşı bir duruş sergilemeyi önemseyen, bunu yaparken kendini var eden özelliklerine tutunarak iddalarda bulunan bir varlık..
Bir yandan ruhsal ihtiyaçlar, diğer yandan bunları baltalayan korku ve kaygılar..Bir yanımız hadi derken diğer yanımız dur diyor yani.. Aniden oluşan düzenler, kişide stres ve öfke oluşturur. Kolay değildir. Çünkü uyku, yeme düzeni değişir ve zamanla bozulmalar olur. Ertelemeler artar. Uyku saatleri yer değiştirir. Kişinin stres ve zorluklar karşısında verdiği (fiziksel ve psikolojik) tepkileri her zaman farklı farklıdır. Dolayısıyla da sorunlarla baş etme yönetemi de farklıdır.
Günden güne artan virüs salgını haberleri insanı çaresiz bıraktıkça psikolojik ve fiziksel tepkiler, değişimler kaçınılmaz. Uykunun artması veya tümden azalması, gerginlik, içe kapanma veya öfke bu dönemde gözlemlenenler arasında.. Çok fazla olumsuz haberlere maruz kalmak, o günü kaygı ve korkuya teslim eder. Bu sebeple dengede kalabilmek için belli bir zamanda gündemi meşgul eden bu konuyla ilgilenmek ve geri kalan sürede farklı bir uğraş bulmak gerekir. Yeme içme ve uyku düzenindeki olumsuz değişiklikler, kendini ele vermese de sessizce gelen depresyon belirtisi olabilir. Dikkat etmek gerekir. Depresyon belirtileri zaten günlük tempoda normal olarak yapılan aktivitelerin artık yapılamaz hale gelmesi, kişinin yaşamdan soğuması, donuklaşması ve uyku ile birlikte yemek düzenindeki farklılıklar üzerinden değerlendirilir. Bu süreçte çok kişinin bunları yaşamaya başladığını görüyoruz.
Bu zorlu dönemi en az zararla aşmak için gerçekten bilinçli hareket edip bu sürecin normale döneceğini bilmek ve ev içinde disiplinle hareket etmek gerekmekte..Uyanınca yatak kıyafetlerini çıkarmak, evde iş üretip bunu proğramlı yapmak, uykuda veya uykusuzlukta boğulmamak, zamanın bolluğundan dolayı ruhsal yönden dağılıp kendini bırakmamak.. En önemlisi de kaygıyı arttıran tüm haberleri en aza indirmek, içe kapanıp yalnızlaşma eyleminden uzak durmak, aile bireyleri ile diyaloğu ve paylaşımları kaliteli hale getirmek bu zor dönemde nefes aldıran çözümlerdendir.
Her gün tekrarlanan korkulu ve zorlu dönemler ciddi ümitsizlik barındırır. Ölüm ve hastalık korkusu ağır bir duygudur. Bu nedenle ev içinde aile bireyleri ile yakınlaşmak ve beraber zaman geçirmek, gün içinde yapacakları planlamak, sevdiklerinizle telefonlaşmak, olumsuzluklara takılmadan sohbetler etmekgerçekten ilk yardım müdahaleleridir ve iyi gelecektir. Lütfen ciddiyetle ve tekrarla uygulayın.