İlk Gece Korkusu
Hemen hemen ilk kez evliliğe hazırlanan tüm çiftlerin tedirgin olup ‘’acaba ne olacak, ne yapacağız, şu yük üzerimizden bir kalksa da rahatlasak’’ diye düşündükleri bir konudur.
Aslında bilgi almak bu geceyi kolaylaştıracak iyi bir yöntemdir.
Nişanlılık döneminde birçok konunun konuşulması, evlilik temelini oluştururken bir yol haritası çizmede çifte yardım eder. Bunlar oturulacak ev, alınacak eşya, kazanılan para, çocuk istenip istenmediği, çocuğun eğitimi, akraba-arkadaş ilişkileri ve cinsellikle ilgili konuşulması istenilen mevzulardır.
İlk cinsel birleşmeyi yaşayacak çiftlerde korkan, endişelenen taraf sadece kadınlar sanılsa da benzer bir korku, erkeklere de olur ve bu da erkekte sertleşme sorunu yaşatabilir. Daha önce cinsel deneyimi bulunan erkekler de bazen evlenince balayı impotansı ( sertleşme sorunu) da yaşayabilir: Yani, balayı ( ilk gece ) iktidarsızlığı!
Uzmanlara göre Türkiye’de aktif cinsel yaşam süren yetişkinlerin neredeyse yarısı ilk cinsel birleşme deneyimlerinde bir sorunla karşılaşmıştır . Evlilik öncesi cinsel birleşme oranlarının düşük olduğu ülkelerde ‘ilk gece korkusu’, ‘balayı impotansı’ (iktidarsızlığı) vb. isimlerle anılan bu sorun hayli sık görülüyor.
Hatta bu kişilerde, var olan ilk gece korkusu sonucunda yılları bulan cinsel birleşmeyi gerçekleştirememiş olanların yani sorunun vajinismus hastalığına dönüşmüş olanın oranının yüzde 30’u bulduğu saptanmıştır.
İlk defa cinsel birleşme deneyecek herkesin doğal olarak belli düzeyde kaygı ve endişe taşıdığı ifade edilmektedir. Bazı erkeklerde kaygıya ve endişeye aşırı heyecan ve başarılı olamama ( performans kaygısı ) korkusu da eklenince ilk deneyim ya da balayı dönemi kötü hatıralara dönüşebiliyor. Bunun cinsel kimlik ve cinsel işlev- performans arasında kurulan bağ gibi yüzeysel nedenleri olduğu kadar, derin psikolojik sebepleri de olabilir.
Erkekler, cinsel işlev sorunuyla karşılaştıklarında bu durumu ,kadınlara göre daha travmatik derecede algılayıp yorumlayabiliyor.
Diğer sıkıntılı bir durum ise ilk cinsel ilişki korkusuyla cinsel işlev sorunu yaşayan kişilerin çoğunda bu durumun farkında olmayıp tedavi görmezse, sorunun uzun süre devam edeceğidir.
Korkuyla girilecek bir gecede korkunun artması ihtimali vardır. Bu korkuyu yenmekde kişinin endişesi varsa psikolojik danışmanlık da alabilir.
Geleneksel aile yapılarında beklenti ve baskıların olduğu bazı durumlarda evliliğe hazırlanan karı-koca adaylarında bu korkular sıkça olabiliyor.
Bu gerginliği azaltan teşvik edilen yöntemlerden biri balayı denilen, çiftin tanıdık ve akraba çevresinden uzak bir yerde baş başa kalabilecekleri mekanlara gitmeleridir. Her şeyden önce rahat ve sakin olmak gerekir. Acele etmeden hatta ilk geceyi cinsel birliktelik yaşamadan geçirmek, korkunun atlatılmasına yardım edebilir.
Bu korkunun ana sebeplerinden en belirgin olanı kültürel kopukluk ve uzaklaşmalardır. Kız isteme, söz, nişan, düğün gibi ritüeller aslında genç kız ve genç erkeği bedensel ve ruhsal evliliğe hazırlama pratikleridir.
İlk gece korkusu olmaması için Anadolu kültüründe, aile yakınlarından evlilik yaşamış tecrübeli kişilerden sağdıçlar seçilerek damat ve gelini kendi tecrübeleriyle gerdeğe hazırlamak için cinsel eğitim verirlerdi.
Düğün öncesinde damat – gelin adayının, bekar ve evli sadıçlar her iki tarafa kadın ve erkek olarak eş nasıl olunur, nasıl yaklaşılır, olması ihtimal sorunlarda nasıl davranılır gibi evlilik ve cinsellik adına birçok konuda bilgilendirme yaparlardı. Bekar sadıçlar da evlilik hazırlığında gelin ve damadın düğün hazırlığı sırasında koşturmacasına destek olurlardı.
Fakat çoğu zaman (istisnalar dahilinde) kötü veuç hikayelerle genç kızı, olabilecek ağrı ve acıya yahut kanamaya hazırlıklı hale getirmeye çalışırken farkında olmadan işi çıkmaza sokarak, bireyin bilinçaltında beslediği ilk gece korkusu ortaya çıkartıp güncellemektedir.
İnsanın hiç tecrübesi olmadığı bir konuda endişe edip korkması her iki cins için de doğal ve normaldir. Bilgilendirmenin olmadığı, kulaktan dolma tuhaf hikayelerle süslü olaylar gençlerin kafa karışıklığına yeter artar bile..Hiç tecrübesi olmayan gençlerden ilk gecede mükemmel performans beklemek gerçekten baskıdan öteye bir şey değildir.
Bu sebeple ilk geceyi, cinsellik yaşama baskısı yaşamadan birbirlerine yakınlaşma olarak geçirmeleri rahatlamaları için idealdir.
Erkekliğin cinsel güçle bağdaştırıldığı ülkemizde küçüklüklerinden beri her fırsatta bu yönleri övülen erkekler ilk gece başarısız olma korkusu nedeniyle hastanelik oluyorlar.
Gerdek gecesi kanlı çarşaf görmek için sabaha kadar aile fertlerinin balkon altında, kapı önünde beklediği bir ortamda, paniğe kapılan gergin damatlar, kalp sıkışmasından tutun tansiyon yükselmesine kadar değişen şikayetlerle hastanelerin acil servislerine kaldırılabiliyorlar.
Genç kız ve erkekler sağlıklı, ehil ağızlardan bir bilgi ve eğitim almadıkları için ilk gece‘den söylentilerin etkisinde kalarak yüksek beklentilere girerler. Bir yandan da adı olmayan bir korku içindedirler. Erkekte, belirgin bir şekilde başarısızlık korkusu oluşur. Çünkü yaşadığı bu aşırı heyecan yüzünden başarısız olursa ve eşinin bekaretini bozamazsa?
Genç kız için de benzer korkular vardır. Çünkü ya kız çıkmazsa veya anlatılanlar gibi çok acı duyarsa…
Genç erkek, eşinin kadınlığa ilk adımda bu ilk gecenin çok önemli olduğunu bilip, belki de tüm cinsel yaşamını etkileyecek olduğunu fark etmelidir.
Bu yüzden ilk gece çok doğal ve sakin, şefkatli, sevgi dolu davranabilmeli ve sadece kendini değil eşinin duygularını ve korkularını da düşünmelidir. İlk gece erkekliği ispata etme çabası, bu özel ve hassas geceye gölge düşürmemelidir.
Eşlerin ilk gece destekçileri doğallık,sakinlik ve birbirlerine olan sevgileridir. Genç kız da kendi kendini doğallığa bırakmalıdır. Eşler tüm endişeleri atıp, kendini birbirlerine bırakmalıdır. Zaten kadın ve erkek iki vücut, kendiliğinden doğal süreçte yaklaşıp, birleşecektir. Yeter ki erkekte ispat telaşı olmasın.. Cinselliğin önemli bir olay olduğu unutulmamalıdır. İlk gecede güven zedeleyecek şekilde çiftler arasında bir sorunun çıkması durumunda aile içi huzursuzluğa yol açabileceğini ve bu nedenle boşanmaya kadar gidilebileceği riski unutulmamalıdır.
Evlendiğimiz kişi aşık olduğumuz biri de olsa ilk kez yaşanacak cinsel ilişki neden bireyde kaygı ve korku oluşturur?
Yukarıda çokça bahsettiğimiz gibi bu korkunun asıl sebepleri arasında bilgi sahibi olmamak, deneyimlememiş olmak, çevrenin bu konuya yaklaşımı, yanlış bilgilendirme , karşılıklı cinsel iletişim ile ilgili eksiklik, cinsiyetçi yetiştirilme sayılabilir.
İlk geceyle ilgili pek çok yanlış bilgi ve inanç vardır. Bunlardan en çok “kanama olacak” ve “acıyacak” düşünceleri kafaları kurcalar ve korkunun oluşmasına neden olur. İlk geceyle ilgili duyduğumuz öyküler, arkadaşlarımızın anlattıkları ya da yakınlarımızın evlenmeden önce bize söyledikleri korku ve kaygıların oluşmasına etken oluşturabilir. Ya da “her şey değişecek” gibi abartılı sonuç beklentileri çok gereksizdir.
Yetersiz bir ön sevişme ile ereksiyon gerçekleştikten sonra ilişki denenir. Kadının vajina kaslarının rahat olduğu durumlarda ilişki kolay gerçekleşir ancak kadının canı acıyabilir belki biraz kan gelir.
Oysaki cinselliğin doğasında kan,ağrı ve acı yoktur. Bunların yaşanmasına cinsel bilgi, tutum ve davranış eksikliği, fiziksel ve duygusal hazırlıkların yeterince yapılmaması durumu neden olur.
Eğer ilk cinsel birleşmede, iki taraf da rahatsa, iyi bir ön sevişme yapılıyorsa, pelvik kasları da rahatsa kanamaya pek rastlanmaz, bazen birazcık kahverengi ya da pembe lekelenme görülebilir. Cinsellik karşılıklı sevgi, hoşgörü ve her iki tarafın da isteklerini düşünerek yaşandığında-organik herhangi bir şey yoksa- acı hissetmek söz konusu bile değildir.
İlk kez yaşanacak cinsel ilişkide kaygı düzeyini kontrol etmek önemlidir. İlk geceye gereğinden çok önem vermek, abartmak ve endişelenmek olumsuz sonuçlara neden olabilir. Örneğin; Kadınlarda vajinismus, ağrılı cinsel ilişki, erkeklerde ereksiyon sorunları gibi.
Her iki taraf içinde önemli olan ilk birliktelik, karşılıklı, sevgi ve hoşgörüyle rahatça yaşanabilir. İletişimi doğru kurmak, kendimizi karşı tarafa doğru ifade edebilmek ve dinleyebilmek, kaygılarımızı, meraklarımızı paylaşabilmek, birbirimizi keşfederken sabırlı ve sakin olmak,alaylı ve yargılayıcı tutumlardan uzak durmak bu süreçte çiftlere yardımcı olur.
İlk gece korkusunu ortadan kaldırmak için evlenmeden önce ilk geceyle ilgili bilimsel destek alabileceğiniz uzmanlara başvurmanızı ve bilimsel kaynaklardan bilgi alınması önerilir. Doğru bilgi bizi rahatlatırken abartılı ve yanlış bilgi bizi tedirgin eder.
Aslında mümkünse korkuyu eşle paylaşmak tavsiyelerimiz arasındadır. Çünkü aynı tedirginlik karşı taraf için de söz konusudur. Aynı zamanda bu korkunun bir zorlanma, baskı görmemesi gerekir. Aksi takdirde konunun sıradan bir korkudan çıkıp hastalık veya evlilik ilişkisini olumsuz etkileyecek güven zedelenmesine dönüşme ihtimali olabilir. Bu da eşler arasında yakınlaşmayı ile beraber olması gereken cinsel ilişkiyi karşılıklı zorlaştıran sonuçlar doğurabilir.
İlk gecede genç kızın rahat olması bu süreci daha kolaylaştırıcıdır. Çünkü kadın keyif aldığında vajen ıslanarak penisi kolayca içine alacağı için ilişki daha kolay hale gelecektir. Bununla birlikte erkekteki gerginlik de azalacaktır.
İlk gece korkuları arasında kızlık zarı yırtılması diye bilinen bekaret kavramı da vardır. İlk gecede aslında bir kanama beklenmez. İlişki sonrasında olabilecek bir kan da pembe ve kahverengimsi bir lekedir. Yüzde 30 gibi çok kadınlarda bu lekelenme de görülmez.
Halk arasında yaygın olarak anlatılan ve namus nişanesi olarak görülen,’’hatta ilk gece öyle çok kanaması oldu ki, kızcağız hastaneye kaldırıldı ‘’şeklinde namusun derecesine vurgu yapılan hikayeler abartıdan öteye bir şey değildir. Korkunun, gerginlik ve kasmanın birlikte oluşan ilişki vajinanın ve kasların ilişkiye hazır olmayışından dolayı zorlanma olması, bu kanamanın açıklaması arasındadır.
Fakat kültürel olarak ilk gecede kanama beklentisi o kadar çoktur ki, ilk gecede gerçekleşmeyen kanama, boşanma hatta namus cinayetleri sebebi bile olabilmektedir. Abartılmış gerçek olmayan gerdek gecesi kanamaların yanında gerçek bir şey vardır ki, o da masum nice genç kızların bu konuda kendilerinin de izahını bilmedikleri ve anlamadıkları şekilde çok zor durumlarda kalmalarıdır.
İlk gece öncesinde erkek ve kadının bilgilenmesi önemlidir. Kızlık zarı yırtılan, patlayan, parçalanan, delinen bir şey değildir. Kızlık zarı vajenin kenarlarında hafif şeffaf bir ince zardır. Tamamen vajinayı kapatan bir yapısı yoktur. Eğer öyle olsa idi ergenlikle birlikte başlayan ve adet kanaması diye bilinen her ay gelen kanamalar vajinadan dışarıya atılamazdı.
Eşin anlayışlı yaklaşımı bu meselenin hallolmasında yardımcı unsurdur. Severek isteyerek yapılan evliliklerde de ilk gece korkuları yaşamak mümkündür. Bu korkunun eşi reddetme veya beğenmeme ile de hiç alakası yoktur.
Etraftan hikayeleştirilmiş şekilde duyulan ve kişinin belleğinde korkutucu, can acıtıcı veya kötü, çirkin yorumlanarak akılda kalan ilk gece ile kulak dolma bilgiler korkularda başrol oynar.
Ayrıca çocukluktan itibaren bilinçaltının cinsellikle ilgili hassasiyeti, birçok kayıt tutmasına neden olur.
Bilinçaltı depolanmış kişinin farkında olmadığı,birbiriyle çekişebilen, bilinçli akılla onaylanmasa da en derinlerden bedeni ve zihni ele geçirmiş bu kayıtlar çatışmalara,çatışmalarla oluşan gerilim hattı cinsel fonksiyon bozukluklarına, vajinismusa yol açar.
Kadınlarda en sık görülen ilk gece korkusu ‘’vajinismus’’tur.
Vajinismus, bilinçaltı cinsellik kayıtlarının bedende ifade edilme şeklidir.
Vajinismuslu kadının bedeninde hakim olan duygu korkudur. Bu korkuyla beden kendini korumaya alır, savunma pozisyonuna geçer, kasılır. Korkuları aslında penisin girmesiyle olacak olanlardır.
Bilinçaltı korku ile birlikte eş anlamlı yer etmiş kalıplarına göre vajina penisi aldığında, kaçınılması gereken olanlar olabilir.
Mesela :
- En değerli korumam gereken kızlık zarımı kaybetmemeliyim.
- Ağrım ve acım dayanılmaz olur.
- Kanamam çok olursa hastanelik olurum. Hastane fobisi, herkese karşı rezil olurum.
- Erkeklerden kendimi daima korumalıyım, çünkü onlar güvenilmez dir.
- Kız dediğin kendini ağırdan satmalı ve kolay lokma olmamalıdır
- hamile kalmamalıyım.
- Kızlıktan-kadınlığa çocukluktan-yetişkinliğe geçmede bilinçaltı bir direncin göstergesi olması.
- erkek figürüyle çözülmemiş iç çatışmalar. Erkeği cezalandırma
- geçmişte yaşadığı yasak-günah-deneyimler sebebiyle kendini cezalandırma
- Cinselliğin kötü, pis, iğrenç olarak görme.
Erkek tarafından “becerilmeyi” reddetme.
Tüm bu çözülmemiş iç çatışmalar kadın bedeninde vajinismus olarak kendini ifade ederken, kadın sadece “korkuyorum ve kasılıyorum neden bilmiyorum’’ diyebilir.
Kadın zihin-beden bütünlüğünde , yaradılış programında sıkıntı yaşıyor veya yaşayacağını hissediyorsa, doğru olan evlilik öncesinde, (ilk gece öncesi) bunların çözümlenmesi ve ilk gece korkusuna kapılmamasıdır.
Bireyde zihinsel çatışmalar çözülmeden başlayan evliliklerde yaşanan ilk geceler, ilişkileri daha ilk günden olumsuz etkilemeklte ve evliliği kabusa çevirmektedir.
İlk gece korkusu ve vajinismustan korunmak için atılacak adımlar kısaca şöyle özetlenebilir.
- Evlilik öncesi kadının jinekolojoğa gidip muayene olup, kadın genital organları ve kızlık zarı hakkında detaylı bir bilgi alınmalıdır.
- Cinselliğin önemi anlatılmalıdır.
- Kadın öncelikle kendi bedenini tanımalı ve barışık olmalı. Vücuduyla ve kadınlığı ile ilgili sıkıntısı varsa mutlaka bu çözülmeli ve kendisiyle barışık olmalıdır.
- Kadınlık ve cinsellikle ilgili rahatsız edici algılar varsa saklamak yerine ifade edilip terapi teknikleriyle bu çözümlenmeli ve ilk gece korkususundan kurtulmalıdır.
Halk arasında bilinen güzel bir söz vardır. Nikahta keramet vardır denir. Cinselliğin yakınlaşma ve aşkı alevlendirdiği, eşlerin birbirine bağlılığını arttırdığı gerçeği,evlilik kurumuyla onaylanarak o paylaşımlara serbesiyet vermek gerekir.