Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedir?
Bağımlı kişilik bozukluğu çevrede sık görülen yaygın bir kişilik bozukluğudur. Bağımlı kişilik bozukluğu tipinde kişiler bağımlılık halleriyle dikkat çekerler ve bağlandıkları kişilerin yönlendirmelerine fikirlerine çok önem verirler.
Bağımlı kişilik bozukluklarında kendi başına karar veremedikleri ve özgüvenin düşüklüğü dikkat çeker. Bu davranışın altındaki etken, çocukluk döneminde annenin davranışlarıdır. Aşırı müdahaleci, kontrolcü annelerin çocuklarında görülen bir durumdur. Her yaşta ortaya çıkabilir ve anneye veya aileden birine aşırı bağımlılık şeklinde başlar.
Bu kişilik bozukluğunda anne baba tutumları baskın rol oynar. Özellikle annenin kontrolcü ve baskıcı davranışları daha etkilidir. Özgüvenli veya içe dönük çocukların yetişmesinde çoğunlukla annelerin payı yüksektir.
Annelerin çocuklarını yetiştirirken çocuklarının her davranışı eleştirmesi, sürekli kızması, müdahale ve kontrolde tutması çocukların korkak, içe kapalı ve güvensiz olmasına sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak da çocuk anne onayı olmadan bir adım atmaktan veya karar almaktan kaçınmaya başlar. Kaçınan kişilik bozukluğuyla birlikte yol alan bu davranış tipinde kişi kendi kararlarını alamayan ve almaktan da ürken, kaçınan bir hayat tarzını benimser.
Bağımlı kişilik bozukluğundaki belirtiler; kendi kararlarını alamamak, sorumluluklardan kaçınmak, çok kolay bağlanırlar ve bir kopuş istemezler. Bağlandıkları insandan uzak kalma durumu olursa veya terkedilme yaşarlarsa başka sıkıntı ve sorunları beraberinde nükseder. Bu tip bozuklukta bireyler mutlaka hayatlarında birine ihtiyaç duyarlar. Onları arka plana atsa da onların yerine karar verenve yöneten biri hayatlarında mutlaka olmalıdır.
Bağımlı kişilik bozukluğunda çevrenin istediklerine hayır diyememe özellikleri vardır. Çünkü etraftan onaylanma ve kabul görme arzusu baskındır. Ciddi bir özgüven eksikliği vardır. Yalnız kalamazlar. Korkuları vardır ve hep birilerine ihtiyaç duyarlar. Ayrıca terkedilme korkuları da baskındır. Toplumda bu kişilik bozukluğu erkeklere nazaran kadınlarda 3 kat fazla görülmektedir. Sürekli terk edilecekleri endişesini yaşadıkları için kuşku ve kaygı halindedirler. Bu insanların fiziksel yahut psikolojik tacize maruz kalma ihtimalleri yüksektir. Dikkat edilmesi gereken en tehlikeli kısım da budur.
Bağımlı kişilik bozukluğunda kişilerin uzman tedavisini önemsemeleri gerekiyor. Dışarıdan sadece birine bağımlılık gibi görünse de birçok davranış bozukluğunu beraberinde taşıma riskleri vardır. Bu kişiler karar vermek zorunda kaldıklarında içe kapandıkları ve bunaltılar yaşadıkları görülür. Kendileri adına başkalarının karar vermesi sonucu eyleme geçerlerse başarılı oldukları da gözlemlenmiştir. Bu tip bozukluk yaşayan kişilerin sorunları kendi kapasiteleri veya becerileriyle ilgili değil, sadece olmayan güvenleriyle ilgilidir.
Uzman desteği bu safhada şarttır. Sosyal faaliyetler, tiyatro, dernek ve yardım çalışmalarında sorumluluk alma şeklinde görevlendirmeler bireyin güvenini ve farkındalık kazanma şeklinde bağımlı kişilik bozukluğu yaşayan kişiye yapıcı destek tedavi olarak dönecektir.