İlişkilerde “Ben ve Biz” Olmak
İlişkilerde ‘’biz olmak’’ kavramı sıklıkla konuşulur. Bir olmak, birlikte olmak, bütün olmak için ‘’biz’’ olmaya ihtiyaç var. Çünkü ilişkilerde sevgi var, bağlılık varsa artık ‘’biz’’de olmalı diye düşünülür. Bu sebeple de ‘’biz’’ olabilmek için her şey denenir, gayret sarf edilir.
Bu kavram genelde somut anlaşılır. El ele tutuşmak, aynı renk giyinmek, aynı şeyleri sevmek, beraber vakit geçirmek, sürekli beraber olmak gibi.. Aslında ‘’biz’’ olmanın manevi anlamı çok fazladır ve soyuttur. Manen ‘’biz olmak’’ ilişkinin görünmeyen koruma kalkanıdır.
Peki ‘’biz’’ olmak için gerçekte neye ihtiyaç var? Bir ilişkide ‘’biz olmak’’ o ilişkiyi garantiye alır mı? Ne olursa ‘’biz’’ olunur? Bunun bir formülü var mı?
Evet var!
Öncelikle bir ilişkide ‘’ben’’ olup olmadığınıza bakmanız gerek. Ben olabilmek çok çok kıymetlidir. Bir ilişkide ‘’ben’’olarak varlık gösterildiğinde biz yolculuğuna katkı başlar.
‘’Ben’’ olabilmek için öncelikle bireysel olarak kendi sorumluluklarınızı yerine getirebilmeli ve zor durumlarda, stres ve sorun yönetiminde bireysel olarak baş etme kabiliyetinizin olması gerekir. Duygusal yapınızdan yani artı ve eksi yönlerinizden haberiniz var mı?
Bireysel olarak hayat içindeki iniş çıkışları, tüm zorlukları göğüslüyorsanız ‘’biz’’ olmada sorun yaşama olasılığınız oldukça düşüktür.
‘’Ben’’ olmadan ‘’biz’’ olmak oldukça güçtür. Buradaki ‘’ben olmak kişinin soyut yani soyut, manevi alt yapısı ve bu yönüyle hayata bakışı ile birlikte bunu değerlendirme biçimidir.
Bireysel olgunluk, duygusal donanım, sosyal başarı, insan ve sorun yönetme becerisi, öfke kontrolü yani bireyin kendisi ile irtibat ve ilişki kalitesi ilişkilerde çok önemlidir.
Kararlarınızı kendiniz alabiliyor musunuz, yoksa sürekli çevreden onay alma ihtiyacınız mı var?
Hemen kızar ve küser misiniz, yoksa üzüldüğünüzde bunu ifade edebilir misiniz?
Sizinle aynı fikirde olmayanlara karşı tepkili misiniz, yoksa farklı fikirde olmak normal mi?
Sizinle ilgili yorumlar sizi öfkelendirir mi yoksa anlamaya mı çalışırsınız?
Sevgi ve saygı size göre ne demek? Sorunlarınızı nasıl çözersiniz?
Birliktelikler her defasında bir sorunla karşılaşır, mutlaka sınavdan geçer ve bu sınavlarda çiftin olgunluk derecesi ‘’biz’’ olup olmama konusunda iyi bir referanstır.
‘’Biz’’ olmanın birinci şartı birey olabilmek ve birey olarak hayatın her aşamasında ayakta durma becerisine sahip olmaktır. Bunu başarmış çiftler ‘’biz’’ olmayı daha kolay sağlar.
İnsanın kendini gerçekleştirirken varoluş macerasının belli aşamaları vardır.
Kendini rahat ifade edip ortaya koymak, kabullenmek, değerli olmak, sevilmek gibi..
İşte ana donanımda buralarda bireysel sağlamlık varsa ilişkide ‘’biz olmak’’ kolaydır. Bu ana mekanizma çocukluk döneminde ailenin yaklaşımı ile şekil bulur. Eğer buralarda bir noksanlık, sorun varsa birey olduğunda bu basamaklarda takılıp kalır, patinaj yapar. Aynı konular tekrar ederek adeta kişiyi çıkmaz sokakta tutar. Ve o zaman, yani çocukluk döneminde bu konularla nasıl baş etmiş ise aynı yöntemleri deneyerek sorunları aşmaya çalışır.
Küsmek, ağlamak, terk etmek, inat etmek gibi konuşma ve uzlaşıdan uzak her eylem çocukluk dönemi savunma mekanizmasıdır. Sorunlarla baş etme yönteminiz hala çocukluk dönemi alışkanlıklarla devam ediyorsa orada ‘’biz’’ olmaktan bahsetmek zordur. Çünkü kişiler bu şekilde davranarak sorunları kendisi değil, başkası çözsün diye beklerler. Tepki vardır, tahlil ve çözüm yoktur.
Bireysel olarak hayatın sorunlarını çözmekte zorlananlar, iki kişiyi ilgilendiren ilişkinin sorumluluğunu alamazlar. Alsalar da altında ezilirler.
‘’Ben’’ olduğunuzu ve bu sayede ‘’biz’’ olmayı da başardığınızı düşünelim. Sonraki aşama olarak geldik tekrar ben olmaya..
Bir ilişkide ‘’biz’’ olduktan sonra kendi ‘’ben’’ kısmınızı düzenleme yaparak aktif tutmanız gerekir. Çünkü kendi özgür ve bireysel alanınız ‘’biz’’ kısmını besleyecektir. Arkadaş çevreniz, aileniz, sosyal ve iş hayatınızın devamlılığı sizin kendinizi var eden diğer bir yön. Eşine ve ilişkise odaklı, kendinden vazgeçmiş bir ‘’biz’’ bu kez eşi bunaltıp yoracaktır. İlişki içinde ‘’ben’’ kısmını es geçenler merkeze tamamiyle eşini veya çocuğunu koyacağı için orada farkında olmadan abartılara ve takılmalara meyleder. Bu da ilişki için istenmeyen durumdur.
Terapilerde de çok gündem olur ve çiftlerden biri şöyle der:
‘’Evlenmeden önce işinde başarılı, çevresi olan, çok sosyal biriydi. Şimdi kendi başına ve sürekli aynı konular gündem.. Sürekli memnuniyetsizlik var. Ne yapsam gönlü olmuyor. Ne istediğini de anlamıyorum. Konuşamaz olduk ve aynı şeylerden yoruldum artık’’..
‘’Biz’’ olmanın anlamı ilişkiyi, eşi veya çocukları tamamen merkeze koyup kendini unutmak veya yok saymak değildir. Eğer bir ilişkide varlığınız kaybolursa orada dengeler bozulur. İlişkiler bir süre sonra mekanikleşir ve herkes görevini yapıp monotonlaşır. Duygu ve samimiyet, doğallık kaybolmaya başlar.
‘’Biz’’ olduktan sonra ‘’ben’’ kısmını ihmal edenler gerçekten ilişkide yolunu kaybetmiş çocuk gibi huzursuz ve kaygılı olur. Bunu da eşine yansıtır. Yansıttıkça da ilişkinin dinamikleri değişir. Üzerinize düşeni yapmayıp karşıdan beklediğiniz çok şey sizin birey ve‘’ben’’ olma kabiliyetinizi köreltir ve çevrenizi, yol arkadaşınızı da yorar. Bunlar zaman içinde sindire sindire oturacak, süreç isteyen konulardır. Kendinizi tanımadan sağlıklı bir ilişki olmaz.
Artı ve eksi yönlerimizi bilmeden olmaz. Bireysel ve duygusal güçlülük kişinin kendisi ile ilgilidir.
İşte bu sebeplerden dolayı ‘’ben’’ olmadan ‘’biz’’ olmayınız. ‘’Biz’’ olunca da yeni bir düzenleme ile ‘’ben’’ olmayı unutmayınız.